Web 3.0 - Safsatalar ve Gerçekler

Orientus Prime
5 min readNov 1, 2021

Statik sayfalarla başlayan Web serüveni dinamik ve kullanıcılar tarafından yine kullanıcılar için üretilmiş devasa sosyal uygulamalar ve devasa bulut sunucularıyla Web 2.0 denilen bir döneme girmişti. Bu ayrımın dillendirilmesinin en önemli sebebi de DOTCOM balonu sonrasındaki önyargının biz onlardan farklıyız denilerek kırılmaya çalışılması.

Bir şeye 2.0 derseniz insanların soracağı ilk soru 3.0'ın ne olduğu olacaktır. Böylece daha ortada Web 3.0 ile alakalı hiçbir şey yokken dahi insanlar Web 3.0 şöyle olacak böyle olacak diye bol bol anlattıkça anlattılar. Bu dönemde ballandıra ballandıra anlattıkları Web 3.0 “Semantik Web” idi.

Semantik Web’de insanlara satılan fikir, uygulamaların akıllanacağı, sizi anlayacağı, sizin ne isteyeceğinizi bileceği ve size sunduklarının size özel olacağıydı. Uzun uzun da bunların nasıl kolaylıklar sağlayacağını anlatıyorlardı. Bugün de bunun yansımalarını her yerde görüyoruz aslında. Artık Google’da bir şey aradığınızda size sunulan sayfa Google’ın yapılan sorguya en uygun bulduğu sonuçları değil “size en uygun” sonuçları içeriyor. Twitter feediniz takip ettiğiniz kişilerin en son attığı tweetleri değil Twitter’ın size uygun olduğunu düşündüğü içeeriklerden oluşuyor. Instagram’da keşfette gördükleriniz geçirdiğiniz her saniye hesaba katılarak size sunuluyor. Tiktok tamamen bir algoritmanın size göre içerik seçip göstermesinden ibaret bir uygulama. Youtube’da ana sayfanızda veya bir video izlerken gördüğünüz her video önerisi size özel hazırlanmış şekilde önünüze geliyor. Spotify’da bir müzik dinleyeceğiniz zaman size hangi müziği dinletmeyi uygun buluyorlarsa o müziği dinliyorsunuz. Hangi müziğin popüler olmasını istiyorlarsa o müzikler popüler oluyor. Facebook’ta hangi görüşün öne çıkmasını istiyorlarsa o görüş çıkıyor. Twitter’da hangi görüşü engellemek istiyorlarsa o görüş engelleniyor. Reddit’de onların istemediği görüşleri savunursanız engelleniyorsunuz. Her cihazınıza sizi sürekli dinleyecek, rutinlerinizi takip edecek, ekranınızdaki içerikleri okuyabilecek asistanlar ekleniyor. Daha iyi analiz edebilmeleri için, etrafta söylenenleri daha iyi anlayabilmeleri için, her cihaza yapay zeka sürücüleri ekleniyor. Artık önünüze sunulan her şey algoritmalar tarafından önünüze getiriliyor ve yaptığınız her şey izleniyor. Ağızları sulana sulana anlattıkları “Semantik Web” işte buydu.

2013 yılında Edward Snowden de bu durumun devletler ayağını NSA’in içerisinden sızdırdığı belgelerle Dünya’ya göstermişti. Kullanıcıların mahremiyetine ne şirketler ne de devletler en ufak bir saygı göstermiyordu. Edward Snowden bunu gösterdi ve bunun bütün Dünya’da etkileri oldu. Snowden’in macerasını başka yerlerde de öğrenebilirsiniz. Haberiniz varsa dahi bilgilerinizi tazeleyip genişletmenizde fayda var ama biz asıl konumuza devam edelim.

Söylediğim ve yaptığım her şeyin, konuştuğum herkesin; yaratıcılığın, sevginin veya dostluğun her ifadesinin kaydedildiği bir dünyada yaşamak istemiyorum. -Edward Snowden

Post Snowden Era

Bu devlerin kontrolündeki vampir sistemi Web’in geleceği olarak görmeye devam edip “Semantic Web” kavramını Web3 sayanları hala görebilirsiniz. Bizim konuştuğumuz Web3'nin ise bununla uzaktan yakından bir alakası bulunmuyor. Bugün konuşulan Crypto teknolojilerinin hayat verdiği özgürlükçü ve merkeziyetsiz interneti betimleyen Web 3.0 2014 yılında Gavin Wood tarafından ifade edilmiştir.

Web 3.0 veya başka bir deyişle “Snowden Sonrası Web”, Web üzerinde halihazırda kullandığımız şeylerin yeniden tasavvur edilmesidir, ancak taraflar arasındaki etkileşimler için temelde farklı bir modelle. Kamuya açık olduğunu varsaydığımız bilgileri doğrudan yayınlarız. Üzerinde anlaşmaya varıldığını varsaydığımız bilgileri, bir consensus katmanına yerleştiririz. Özel olduğunu varsaydığımız bilgiler gizli tutulur ve asla ifşa edilmez. İletişim her zaman şifreli kanallar üzerinden ve uç noktalarda yalnıza takma adlı kimliklerle gerçekleşir; asla izlenebilir bir uç noktayla(IP adresleri gibi) gerçekleşmez. Kısacası, hiçbir hükümete veya kuruluşa makul bir şekilde güvenilemeyeceğinden, sistemi bu yapmak istediklerimizi matematiksel olarak uygulayacak şekilde tasarlarız.

-Gavin Wood

Gavin Wood’un bunu yazıya dökmesinin üzerinden 7 yıldan fazla zaman geçti. Bu zaman süresinde Ethereum’u bırakıp Polkadot’a ve Kusama’ya odaklandı. Web3 Foundation’ı kurup çeşitli projeleri destekledi. Gavin dışında Crypto da değişti tabi ama yine de 2014'de hayalini kurduğu yapı nasılmış onun dilindenmiş gibi bir bakalım.

Post-Snowden Web’in 4 komponenti olması gerekiyor.

  1. Statik içerik paylaşımı
  2. Dinamik mesajlaşma
  3. Güven gerektirmeyen işlemler(transactions)
  4. Entegre kullanıcı arayüzü

Birincisi için şifrelenmiş ve merkeziyetsiz statik içerik paylaşım metodlarına zaten sahibiz. Bunun da en güzel örneği Bittorrent. Bunu Web 3.0 ile birleştirerek bu yapıdaki aktörlerin teşviklerini sağlayabiliriz.

İkinci kısım için de gerekli anahtar algoritmalarına sahibiz. Mesajların dağıtım kısmı içinse aktörlerin kendi arasında belirli bir güven ve itibar ilişkisi sağlanması gerekiyor. Buna iş kanıtları da dahil edilebilir. Bu tarz sistemlerde iletişimde tek önemli olan anahtarlar olduğu için gönderenin adresini gizli tutmak da mümkün.

Üçüncü kısım için Bitcoin bize bir çok fikir verdi fakat bunun kapsamı aslında çok daha geniş. Geleneksel Web Consensus sorununa gerçek bir çözüm sunmuyor bunun yerine ICANN (İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu) ve Facebook gibi merkezi otoritelere bizi mahkum kılıyor.

Dördüncü kısım ise bunların hepsini biraraya getirecek tarayıcılar. (Sonralarda Gavin bunların düşünülenin aksine cüzdan uygulamaları şeklinde hayata geçtiğini söylemiştir.)

Bunları birleştirdiğimizde IPFS üzerinden dağıtılabilecek statik bir website, merkeziyetsiz dağıtık bir mesaj sistemi, URL yönlendirmeleri için bir konsensus katmanı ve bunlara kullanıcıların erişecebileceği tarayıcı(extension) ile beraber mevcut internetin merkezi yapılarından kaçılabileceğini söylemiştir.

Web3 projesi nedir?

Crypto’daki her projeyi bu sınıfa sokabilirsiniz aslında. Bu Web3 projesiymiş gibi söylemler bana komik geliyor açıkçası ama ilk anlatıldığı şekliyle normal bir web deneyimi için neler gerekebilir bir bakalım.

Statik Websitesinin paylaşılması noktasında IPFS kullanılıyor genelde. Bunun daha matematiksel garantilere bağlanmasında da yine IPFS’in geliştiricilerinin kurduğu Filecoin en iyi altyapıyı sunar. Filecoin çok önemli ve büyük bir projedir. Çok bahsetmediysem sebebi piyasanın zaten oldukça iyi fiyatlamasıdır, yüksek enflasyonuna rağmen. Bunun dışında uzun süre altyapısı değişmeyecek websiteler için Arweave de iyi bir alternatif olabilir.

Mesajlaşma kısmı için güzel mixnetlerin her projede kullanılması lazım. Bu iş için Mixnet’lerin babası David Chaum XX projesi kapsamında XX messenger ile beraber Cmix’i geliştiriyor. Diğer bir geliştirilmekte olan proje de NYM projesi.

Consensus katmanına bütün akıllı kontrat platformları giriyor aslında. Spesifik olarak domain bazında değerlendirecek olursak bunu şuan iyi bir şekilde yapanlar Ethereum Name System (ENS).

Dördüncü kısım Metamask gibi cüzdan uygulamaları ve Brave gibi web tarayıcıları. Sadece işine odaklanan, merkezi kısıtlamalarla ilişkisini sıfıra indirmiş Polkadot.js ise bence şuanki en iyi uygulanmış hali ama insanlar görüntüye daha çok kıymet veriyor.

Final

Kısaca Web3 dediğimiz Crypto’nun genel olarak inşa ettiği merkeziyetsiz yapılar. Gereksiz yere bu kelimeyi kullanarak içini boşaltmanın da bir manası yok. Fakat buna klasik web yapılarının yerini almak anlamında bakılacaksa bunun için gerekli en önemli parçayı Filecoin oluşturuyor. Onun dışında Web3'den bahsederken Gavin Wood’dan ve Polkadot’dan bahsedilmemesi de abes bir durum.

Konuyla ilgili Gavin Wood’un 2014'te yazdığı yazılara da şurdan ulaşabilirsiniz.

--

--